21 Şubat 2014 Cuma

Başlangıç olarak...




İstesek de istemesek de hayatımıza giren girmeyen her şey hakkında bir fikir oluştururuz. Bu fikirlerin ilki kararsızlıktır; omuz çekmek, bilmiyorum demek, dudak sarkıtmak gibi. Tabi bunu daha klas bir şekilde ifade etmek gerekirse; düşünen adam heykeli gibi de denebilir.

Başlangıç olarak yapmanız gereken umursamaktır. Kendinizi, hayata bakışınızın bir şeyler değiştirmesi gerektirdiğini. Varlığınızın bir anlamı olduğunu her hareketinizle göstermektir. Böyle dedim diye sanmayın ki hep işe yarar hareketler yapıyorum. Kış uykusu gibi mükemmel bir şeyin ayılara mahsus olmasına bozulan bir insanım ben. Baştan söyleyeyim; beklentinizi düşük tutun. Ben her şeyden anlayan, çenesi düşük, çok yönlü bakabilen, ecnebilerin dediği "whole picture" görebilirken aynı zamanda minimal bazda yorum yapabilen biriyim. Mantık her şeyde vardır, özellikle de hislerde. Şimdi dediklerimi anlamak için zorlamayın hiç, yazdıklarımı okudukça çarpık mantıklı dünyamızda dengede kalabilmek için kurduğumuz düzenlere şaşıp kalacaksınız.

Şimdi sizin aklınızdaki bir diğer soru, "Bu çok bilmiş yazar ne hakkında yazar?" Cevap aslında bloğun isminde gizli: "her şey kritik". Dünyamızdaki, hatta dünyamıza dahil olmayan çoğu şey bile kritik durumda. Ben de bir toplu iğneden bir senfoniye kadar her şeyi kendimce kritik ediyorum. Hepinizin iç sesinizde yaptığınızı ben yazıp bu sene bir türlü gelemeyen kış rüzgarı gibi yüzünüze söylüyorum. Zaman ayırıp okursanız en sinirli anınızda merdivenden düşüp gülmeye başladığınız zamanki gibi rahatlayacaksınız. Okumazsanız da; " Olsun be abi, düşünmen yeter..."